Martı

   Bir martının kanat çırpışları gibi usul usul sevdim seni... Biraz kaçık, biraz da tuhaf. Muhteşem bir ahenkle. İstemezsen beni, giderdim. Ne de olsa dalgaları ve denizleri senin uğruna seviyordum. Dalgalı çikolata kahve saçların, buz mavisi gözlerin uğruna...
   Bir ayçiçeğinin güneşi görebilmek adına boynunu büküşü gibi sevdim. Boyun eğdim sana. Sabırlıydım, beklerdim. Öyle beklerdim ki, günlerin ayları, ayların da yılları kovaladığını unuturdum, güneşten başka bir şey düşünemeden...
   Yavaş ve çaresiz biraz da tükenmiş. Ama hala içinde bir tutam ümit olan, ışığı görme arzusu bir türlü bitmek bilmeyen minik bir ayçiçeğiydim ben, sense benim kocaman güneşim.
   Güneşim ki; koca yıldızların ve gezegenlerin yerini değiştirmek yerine dünyamı değiştiren. Benim minik dünyamı...

Yorumlar

Popüler Yayınlar