Yara

Yastığımı ıslatan göz yaşlarım yanağımdaki yarayı da içimi de yakıp geçiyor.
İçimi bi o bilir dedim, benden onda da var dedim. Gözlerine bakınca çok derin çok hisliydi, son bir yalan daha olmaz dedim. Belki ufak tefek tartışırız ama mutsuzluğa da varım dedim.
Bedel mi ödüyorum? Ne zaman bitecek bu bedel? Dosdoğru değil eğri büğrü karşısına çıksam ve öylece devam etsem bunlar olmazdı belki de. Belki de en baştan bitmeli tek bir adım daha gitmemeliydi.
Neden hep en sevdiklerim, beni en çok yaralamak isteyenler? Kimse kimsenin yerinde değil, hepsi ayrı ayrı çok özel yerlerdeydi. Ve hayatımdan çıkarırken yerleri boş kaldı, zamanla, rüzgarla düzleşen kum çukurları gibi geçti gitti.
Bu seferki başka derin, bu sefer üfleyerek iyi edemiyorum yaralarımı. Annemin öpmesi de fayda etmiyor, çünkü büyüdüm ve yaralarımı artık kendim sarmam gerektiği öğretildi. Yapamıyorum, yapamayacağım. Ne ben iyi olurum, yara kabuklarım iyileşir ne de bu güzel his eskisi gibi yerine gelir artık.
Sadece umut etmek istiyorum, simsiyah bi gecede, karanlık bi sayfaya çizikler atarken.
Gölgem bile sahteyken, bir var bir yokken neye nasıl güvenmeli?
Denedim
Olur belki diye çok denedim
Tıpkı bir işe yeni başlayan çaylak gibi gereksiz kere yanlış yaptım, ilk kez böyle oluyordum. Benden başkası anlayamazdı. Keşke olmasaydı, düzeltmek için çok uğraştım kırdığım yerleri yapıştırmak için, yaralarına üflemek öpmek için çok uğraştım.
Bundan sonrası uçurum, ya atlar ya uzanan o son eli tutarım.
Yine de tüm yaşatılanlar için yaşatanlara teşekkürler.

Yorumlar

Popüler Yayınlar